Bazı tipler vardır her şeyi bilirler, her konuda fikirleri vardır. Atomdan bahsedin atomu anlatsınlar, trenden bahsedin treni, ekonomiyi, sağlığı, hukuku, muhasebeyi, hendese bu adamların ikinci adıdır. Maşallah Allah ver dedikçe bu adama vermiş adeta. Bir ortamda sadece ne denildiğini dinlemek yerine birinin söze başlamasıyla o da atılıp adam daha sözünü bitirmeden başlar konuşmaya adam konuşacağına bin pişman olur ama bizim ki pişkin hiçbir şey olmamış gibi anlatır da anlatır, insanlar onun yüzüne bakıyorlar ya sanır ki kendilerini dinliyorlar. Bu çuşu huruş içinde konuş babam konuş. Hele o adam bir yerde küçük bir şef, yönetici olmuşsa personelin yandığı gündür. Yönetici olunca her şeyi bilmek zorunda hisseder kendisini, siz bir şey anlatınca mutlaka o konuda bir fikri bir anısı vardır. Hemen anlatmaya başlar eee adam sizin amiriniz dinlemekte zorundasınız.
Her mahallenin, her köyün her beldenin mutlaka renkli insanları vardır ama bunların içerisinde en renklisi bir hikâye bir olay anlatıldığı zaman mutlaka onunla ilgili bir fikri ve anısı olan insan tipidir.
Buyrun;
Kahverengi örtülü bir kütük üzerine oturtulmuş masanın etrafında oturan birkaç arkadaş konuşuyorlardı. Yaşları ortalama otuzu geçkin olan bu birkaç kişinin yemek sonrası çaylarını içtikleri ellerindeki kürdanları dişlerinde sigara gibi oynatmalarından ve arada bir dişlerinin arasından nefeslerini içeri çekerek dişlerinin arasındaki parçaları da yutmak isterken “çççiiikk” sesi çıkarmalardan anlaşılıyordu. Başında siyah verev kasketi burnu patatese benzeyen şakaklarından kıvırcık siyah ve gür saçları fışkıran adam balık tuttuğu sırada karşılaştığı ilginç bir olayı anlatıyordu. Oltasına takılan iri bir denizanasının nasıl olup da oltasına takıldığını anlatıyordu. Tam o sırada yanında bulunan kaytan bıyıklı sivri kulaklı saçaklı favorileri olan saniyede birkaç kez açıp kapattığı kirpikleri göz kapakları ile sürekli konuşan adam daha karşıdaki sözünü bitirmeden
-Evet dedi ben İzmir de askerliğimi denizci olarak yapmıştım bir nöbette bir kaçamak yapıp İsmail ile (herkes İsmail’i tanıyor ya) balık tutmaya karar verdik tesadüfe bakın ki oltayı attığımla çektiğim bir oldu. Ne göreyim bir denizanası üstelik de kahverengi. Bir fasulye sarmaşığı gibi oltama dolanmış bir türlü bırakmıyordu.
Grup gülümsedi. Muhtemelen adamın huyunu biliyorlardı. Grupta bulunan keçel diyebileceğimiz anlının nerede bitip kafasının nerede başladığı belli olmayan adam meyhanedeki kavgasını anlatmaya başladı.
-Arkadaş kız güzel. Geldi masama oturdu. Peşinden pala bıyıklı biri de gelip oturmaz mı? Adamın daha ne diyeceği belli olmadan bizimki “Mutlaka p..dir. Bu tür kadınların her zaman olur.
Uzat uzatabildiğin kadar.
Sonuç itibarıyla bu her şeyi bilen ve her şeyde fikri olan adam sohbetin anasını ağlatır.
Davul gibi içi boş şeylerde çok gürültü yapar ya bu tip insanlar gürültü yapmaktan başka bir işe yaramazlar. Toplum içerisinde yapayalnızdırlar. Kimse ile uzun bir dostluk kuramazlar. Fedakârlık duyguları yoktur özveri bu tip insanların yanlarından geçmemiştir,
Başakların içi dolduğu müddetçe başlarını yere eğerler insanlarda böyledir ne kadar bilge ise o kadar sessiz sakin olurlar. Oysa her şeyi bilen adamlar cahil insanlardır.
Ama size bir şey söyleyeyim mi bu tür insanlarda toplumun renkleridir onlarsız da olmaz ya. Düşünün bir yere davetlesiniz kimse kimseyi tanımıyor. Herkes klasik bir iki cümle söyledikten sonra sessizlik hüküm sürerken bu kişiler ortamı kurtarırlar bir konu ortaya atarlar konuşurlar da konuşurlar ne güzel değil mi?
Yorumlar
Yorum Gönder