Ana içeriğe atla

Düğmenizi Doğru İlikleyin

 Eğer gömleğinizi sabah uyku sersemliğinde giyerseniz ve ilk düğmeyi yanlış iliğe geçirirseniz, boşuna uğraşmayın artık düzeltemezsiniz bunu. Yapmanız gereken tek şey bütün düğmeleri yanlış iliğe kadar açıp tekrar iliklemek. Başka çare yoktur. Bunu yapabilirsiniz çünkü kontrol sizdedir. Gömleği isterseniz yüz kere de yanlış ilikleyin tekrar tekrar açıp ilk iliğe kadar gelip yanlışlığı düzeltebilirsiniz.

 

Ancak, bunu yaşamınızda yapamazsınız gençken veya hayatınızın herhangi bir kesitinde aldığınız bir yanlış karar yüzünden hayatınızın istikameti değişirse artık zamanı geriye alıp tekrar düzeltme imkânınız yoktur. Sorunu çözmek için ne kadar uğraşırsanız uğraşın işleri daha çok karıştırmaktan arapsaçına döndürmekten başka hiçbir işe yaramaz. Çözüm zamanı geriye alıp yanlış aldığınız kararı düzeltmektir sadece. Zamanı geriye almak kulağa ne kadar hoş geliyor değil mi?

Yıllar sizi olgunlaştırmamışsa ve kendiniz ile hesaplaşacak kadar cesaretinizde yoksa suçlu aramaya başlarsınız “falan olmasaydı bu kararı almayacaktım” artık savunma mekanizmaları devrededir ve suçlu sizden başka herkestir.

Sizi uyaran bir levha da yoktur hayatınızda.

 

Şimdi var mı bilmiyorum hani eskiden otobana girmeden önce gördüğümüz akaryakıt istasyonunun birkaç km ilerisinde “Otobandan önce son çıkış” yazılı bir uyarı levhası olurdu. Bu sürücüyü uyarmak için muhtemelen akaryakıt istasyonu sahiplerince yazılmaktaydı ve Sizi otobana girmeden önce yakıtınızı almanız için uyarırdı. Olur ya otobanda yakıtınız biterse sıkıntıya girmemeniz için.

 

Hayatımızda bizi uyaran bir levha olsa ne güzel olur.

Evlendiğimiz zaman “aman bu sana yaramaz dikkat et” diyen.

Üniversiteyle girdiğimiz zaman “aman dikkat et bu fakülte sana yaramaz”

Bir işyeri açacağımız zaman.

Bir kooperatife gireceğimiz zaman

Bir arkadaş edineceğimiz zaman

Keşke olsa.

Bunu bilerek bizim yapmamız gereken tek şey biraz daha düşünmek ve bir şey yapmadan önce o iş üzerinde biraz kafa yormak.

Biz biliyoruz ki zamanı geriye alamıyoruz ve zaman çok çabuk geçiyor.

 

Sizi “Otobandan önce son çıkış” adlı şiir kitabından alıntıladığım bir şiir ile baş başa bırakıyorum. Biraz düşünmeniz için.

Hiç bitmeyecek zannettiğim gençliğimin,

Göz açıp kapayıncaya kadar geçeceğini,

Onu da sonra yaparım dediğim şeylerin,

Hiç birisini yapamayacağımı,

Ne bilirdim.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Küstüm

Benim yaşımda veya benden daha yaşlı olanlar bilirler televizyon ilk geldiği yıllarda bir reklam vardı. “Falanca marka televizyon dokunmatik sistemdedir.” zaten bir kanal olan televizyonun kanal düğmesine çok hafif dokunur gibi bastığınızda açılıyordu. Bu özelliği ile ön plana çıkan TV firması herhalde epey sükse yapmıştı. Televizyonların şimdiki özelliklerine bakınca çok saf bir özellik değil mi?   Bu reklamdan aklımda kalan “dokunmatik sistem” oldu.   İnsanımızın her şeyi olduğu gibi barışması ile küsmesi de dokunmatiktir.   Karasal iklimler ile ılıman iklimleri bilirsiniz. Karasal iklimlerde hava birden soğur birden ısınır bizim insanımızda böyle birden kızar birden soğur.   İnsanımız her konuda böyledir.   Bizim insanımız o kadar ilginç bir yapıya sahiptir ki ben şimdiye kadar bu yapıyı çözemedim çözebilene de aşk olsun.    Anlık değişebilir. 30 saniye önce candan arkadaşınız 30 saniye sonra sizden küsebilir ki hem de ne küsmek sanki yıllarınızı hi...